Birleşik Krallık'taki üniversiteler, öğrencilerin yapay zeka kullanımındaki patlama nedeniyle değerlendirme sistemlerini yeniden gözden geçirme çağrısı alıyor. Yeni bir araştırma, üniversite öğrencilerinin çoğunluğunun yapay zeka araçlarını akademik çalışmalarında kullandığını ortaya koydu.

Bin öğrenciyle yapılan ankete göre, 2025 yılında öğrencilerin yüzde 92’si yapay zekayı kullanırken, 2024’te bu oran yüzde 66’dan yüzde 92’ye yükseldi. Özellikle ChatGPT gibi üretken yapay zeka araçlarının kullanımı, sadece bir yıl içinde yüzde 53’ten yüzde 88’e çıktı. Bu hızlı değişim, üniversitelerin değerlendirme süreçlerini ve öğretim yöntemlerini yeniden şekillendirmelerini zorunlu kılıyor.

Raporun yazarı Josh Freeman, bu değişimin olağanüstü bir hızla gerçekleştiğini belirterek, "Üniversiteler için eklenmesi gereken acil dersler var. Yapay zeka artık hayatın bir parçası ve her değerlendirme yöntemi, yapay zeka tarafından kolayca tamamlanıp tamamlanamayacağı açısından gözden geçirilmeli." ifadelerini kullandı.

Öğrenciler yapay zekayı nasıl kullanıyor?

Anket sonuçlarına göre öğrenciler, yapay zekayı en çok kavramları açıklamak, makaleleri özetlemek ve araştırma fikirleri önermek için kullanıyor. Ancak, yüzde 18’lik bir kesim doğrudan yapay zeka tarafından üretilen metinleri ödevlerine eklediklerini kabul ediyor.

Öğrenciler, yapay zekanın hem zaman kazandırdığını hem de çalışmalarının kalitesini artırdığını düşünüyor. Bununla birlikte, akademik etik ihlali nedeniyle suçlanma korkusu ve yanlış veya önyargılı sonuçlar elde etme endişesi, bazı öğrencileri yapay zeka kullanımından uzak tutuyor. Bir öğrenci durumu şöyle özetliyor:

"Yapay zeka ile çalışmayı seviyorum çünkü ödev yaparken hayatımı kolaylaştırıyor. Ancak yakalanmaktan korkuyorum."

Dijital uçurum derinleşiyor: Kimler daha fazla yapay zeka kullanıyor?

Araştırmaya göre, erkek öğrenciler yapay zekaya daha hevesli yaklaşırken, kadın öğrenciler etik ve akademik disiplin konularında daha fazla endişe duyuyor. Ayrıca, varlıklı ailelerden gelen öğrencilerin yapay zekayı daha fazla kullandığı görülüyor. Örneğin, ayrıcalıklı gruptaki öğrencilerin çoğu yapay zekayı makale özetlemek için kullanırken, daha dezavantajlı öğrencilerde bu oran daha az. Bu, dijital uçurumun giderek büyüdüğünü gösteriyor.

Imperial College London’dan akademik dürüstlük araştırmacısı Dr. Thomas Lancaster, "Yapay zeka kullanmayan öğrenciler artık çok küçük bir azınlık. AI kullanmamak, hem eğitimde hem de gelecekteki kariyerlerinde dezavantaj yaratıyor." uyarısında bulundu.

Akademik kurumlar nasıl tepki veriyor?

Öğrencilerin büyük çoğunluğu üniversitelerinin yapay zeka politikalarını net bulurken, önemli bir kısmı değerlendirmelerde yapay zeka kullanımının tespit edilebileceğine inanıyor. Ancak, yalnızca az bir kesim üniversitelerinden yapay zeka kullanımıyla ilgili eğitim aldığını ifade ediyor.

Öğrencilerin kafasını karıştıran nokta ise üniversitelerin çelişkili tutumları. Bir öğrenci durumu şu sözlerle açıkladı:

"Yapay zeka kullanımına dair net bir tavır yok. Yasaklanmış değil ama önerilmiyor. Kullandığımızda akademik ihlal sayılıyor, ancak hocalarımız kendileri kullanıyor. Bu çok çelişkili."

Yapay zeka eğitimde fırsat mı, tehdit mi?

Üniversiteler için asıl mesele, yapay zekanın eğitim sürecine nasıl entegre edileceği. AI araçlarının kullanımını tamamen yasaklamak yerine, öğrencilere bu teknolojiyi etik ve bilinçli şekilde nasıl kullanacakları öğretilmeli. Kurumlar, öğrencilere yapay zekayı bir kopya aracı olarak değil, bir öğrenme destek aracı olarak kullanmayı öğretmek zorunda.

Yapay zeka, eğitimi değiştiriyor. Fakat değişimin etik sınırlar içinde gerçekleşmesi ve fırsat eşitliği sağlaması gerekiyor. Üniversiteler için artık temel sorunun, "Değerlendirme sistemlerimizi ve öğretim yöntemlerimizi AI çağında nasıl yeniden tasarlamalıyız?" olması gerekiyor.

Bağlantı kopyalandı!