Merhaba, 

Seçim bitti, bayram geçti, bahar geldi/gitti. Mini bir aranın ardından e-posta bültenimiz yine kutunuzda. Seçim sonuçlarına şaşıranlar arasındaysanız, aday belirleme sürecinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in aday belirlerken yapay zekadan yardım aldık dediğini hatırlatma gereği duydum. Sonucu veya adayların belirlenmesini ne kadar etkilemiştir incelemek lazım ama sanırım “ChatGPT’ye aday sordular” veya “Yapay değil Yapan belediyecilik” gibi söylemlerin toplumda bir karşılığı olmadığını görmüş olduk. Sanırım halkımız da yapay zekayı seviyor, ne bileyim…

Yapay zekanın ciddi etkiler yarattığı bir seçim süreci geçirmedik dürüst olmak gerekirse. Yani seçimin sonuçlarını etkileyebilecek veya seçmenin demokrasiye katılımında şüpheler oluşturacak bir durumla karşılaşmadık. Gökhan Zan’ın ses kaydı gerçek mi, montaj mı iddiaları dışında elbette. Tabii farklı ülkelerde de seçimler kapıda onları da yakından izlemeye devam edeceğiz. 

Ancak seçim dışında da yapay zekanın demokrasiye ve aktif yurttaş olarak katılımcılık anlayışımıza yönelik etkileri devam edecek ve artacak. Kendimizi donanımlı hale getirmeye devam etmemiz gerekiyor. Bu yüzden gündem belirleme ve seçmen davranışlarını etkileme konusunda çevrimiçi propaganda amaçlı tekniklerin başında gelen botları gündemimize alalım dedik.

Yakınlarda 2023 Genel Seçimlerindeki bot aktivitelerini inceleyen kapsamlı bir veri seti yayınlandı. Bu akademik çalışmanın en önemli kısmı veri setinin farklı araştırmalarda kullanılmasının farklı sorunları anlamaya yardımcı olacak olması.  Araştırmacıların bu veri setinden yararlanarak siyasi aktörler arasındaki ilişkileri, eğilimleri incelemesi mümkün olabilecek. 

Çalışmayı yürütenlerden birisi olan ve uzun süredir çalışmalarını takip ettiğim Sabancı Üniversitesi VIRAL Lab’in kurucusu Onur Varol ile hem bu veri setinin bize neler gösterdiğini hem de genel olarak bot aktivitelerinin demokrasiye katılım, seçme davranışlarımız üzerindeki etkileri ve gündem belirleme güçleri üzerine konuşacağız. 

Bültenimizin ilk konuğu Onur Hocam hoş geldiniz! Sizi bu bültene konuk etmemizle başlayalım istiyorum. Şimdiye kadar çevrimiçi bilgi alma süreçlerimizi anlamaya yönelik neler yaptınız? Bu alana ilginizi neler artırdı?

Merhaba Gülin! öncelikle davetiniz için teşekkürler, her zaman yaptığınız işleri keyifle takip ediyorum, umarım bu yeni oluşum da oldukça başarılı olur. 

Sosyal ağların aslında bilgi almayı ve bilgi alma kaynaklarını derinden değiştirmeye başladığı bir dönemde ben çalışmalarıma başladım. Sosyal ağların sadece eski arkadaşlarımızla buluşmaktan öte birer web sayfası olmanın dışına çıkmaya da başladığı zamanlardı bunlar. Özellikle insan davranışlarını gözlemlemek burada normal şartlarda gözleme şansımız olmayan etkileşimleri, kullanıcı tepkilerini çok büyük kitleler üzerinde ölçme fırsatı beni heyecanlandırdı. Bu zamana kadar kontrollü deneyler ile veya doğrudan katılımcıların da bilgilendirildikleri ölçüm yöntemleri ile çalışmalar yapılıyordu.

Çevrimiçi bilgi alma süreçlerimizin daha çok sonuçları ve bu süreçlerin nasıl manipüle edilebileceği üzerine araştırmalarım oldu. Sosyal protestolar ile aslında sosyal ağlar sayesinde insanların nasıl organik bir şekilde örgütlenebildiklerini, bilgi paylaşımı ile farklı şehirlerde dahi olsalar birbirlerinden haberdar olduklarını ve birbirlerine destek olduklarını gözlemleyebildik. Sosyal ağların toplumsal olarak önemli konulara ses getirmek ve destek ağları oluşturmak için nasıl etkili olduğunu gördük. 

Bu faydalarının yanında tabii ki burada başka fırsatlar gören oluşumlar da olmuştur ve bu sebeple sosyal ağların nasıl manipüle edilebileceğine dair de çalışmalar yapmaya başladım. Bu manipülasyonların ölçeklenebilir ve büyük kitlelere ulaşır şekilde yapılabilmesinde en büyük teknolojilerden biri tabii ki sosyal botlar. Sosyal botların siyasi tartışmaları nasıl manipüle ettiğinden, halk sağlığını tehdit eden aşı karşıtı tutumlardaki kullanımlarına kadar pek çok konuyu çalışma fırsatım oldu. 

Botların dezenformasyonu yayma konusunda nasıl bir rolü var sizce? Bize en basit haliyle nasıl anlatırsınız?

Sosyal ağlarda bir içeriğin görünür olması ve etki alanının bu sebeple geniş olmasında iki temel unsur var. Bunlardan ilki paylaşım yapan kişilerin sayısı ve ağ üzerindeki konumları. Bir diğeri ise içeriğin çekiciliği veya hedef kitle tarafından nasıl algılanacağı.

Bu iki unsuru da efektif bir şekilde yönetmek için botlar ideal araçlar olmakta çünkü fazla sayıda ve programatik olarak kontrol edilen bu araçları kullanarak bu hedeflere ulaşmak mümkün olabiliyor.

Botların yaratılma anından itibaren takip ettiği hesaplar ile bir ağda konumlandırılması mümkün kılınabilir. Bazı durumlarda bu hesapların kullanım amaçlarından bağımsız içerikleri paylaşarak bir takipçi kitlesi oluşturduğu ve sonradan şekil değiştirdiği de gözlemleniyor. 

Popüler hesapların para karşılığı satın alınması ile de bu süreci hızlandırmaya çalışan aktörler olabilir. Bu hesapların daha sonra takipçi kitlelerine paylaşımlar yapması ile aslında ağ üzerinde stratejik noktalarda görünürlük elde etmeleri mümkün oluyor.

İçerik konusuna gelirsek de aslında çok fazla sayıda içeriği paylaşıp aldıkları etkileşimleri ölçerek bir strateji oluşturmak mümkün. Bu sayede hangi özelliklerde takipçilerin, ne tür içerikten etkileneceğini büyük ölçekli bir deneme/yanılma çalışmasıyla hızlı bir şekilde anlamanın önü açılıyor. 

Trend olan konuların manipülasyonu da belki bu noktada eklememiz gereken bir diğer unsur. Botlar binlerce paylaşım yapıp, bunları saniyeler içinde silseler dahi Twitter'daki trend konuları etkilemeleri mümkün olabiliyor. Bu sayede aslında kullanıcıların dikkatini başka bir konuya çekmek veya gerçekten önemli olan gündemleri baskılayarak sahte gündemlerin arkasında kalmasını sağlamak için de botlar kullanılmakta.

Geçtiğimiz 2023 genel seçimlerinde karşınıza çıkan ve pek çok kişinin fark etmediğini düşündüğünüz en önemli bulgunuz ne oldu?

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair verileri analiz etmeye ve sonuçlar almaya daha yeni başlıyoruz ama önceki seçimle kıyaslandığında sahte takipçiler ile popülerlik kazandırılmaya çalışılan siyasileri bu seçimde görmediğimizi söyleyebilirim. İçerik paylaşımından sonra milisaniyeler içerisinde retweet edilen mesajları özellikle cumhurbaşkanı adaylarına dair hesaplarda gördük. Bunları daha detaylı olarak incelemeye devam ediyoruz. 

Seçim döneminde değişen gündemler ve bunların zamanlamaları dikkatle incelediğimiz bir konu çünkü sosyal medyadaki kullanıcıların limitli zaman ve dikkatlerini en iyi yönlendirmenin aracı bu. Özellikle seçimin iki turu arasında hem söylem değişimlerini hem de bunların paylaşımını belli konu başlıkları özelinde inceledik. Umarım önümüzdeki yıl içinde çalışmalarımızın sonuçları tamamlandıkça sizlerle paylaşmaya da başlayacağız.  

Botlar demokrasi için tehlike yaratıyordu, peki yapay zeka sorunu derinleştiriyor mu? Seçimlerde yapay zekadan botları daha aktif şekilde kullanmak için yararlanılabilir mi?

Botları tespit etmekte özellikle ölçeklenebilir yaklaşımlar önemli. Botometer’ı tasarlarken de bunu göz önüne alarak minimum veri ile çıkarım yapabilme yoluna gitmiştim ve bunun yüksek kullanımında ve yaygın etkisinde de önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak yapay zeka teknolojilerinin gelişmesi ile aslında bot hesapları tekil olarak inceleyerek diğer kullanıcılardan ayırmak güçleşmeye başladı çünkü bu hesaplar mantıklı cevaplar yazabilen, gündeme dair etkileşim alabilecek paylaşımları otomatik üretebilen ve profil görünüşünden, resimlerine üretici yapay sinir ağları kullanarak içerik oluşturabilecek bir yapıya büründüler.

Bu sebeple yapay zekanın da kullanımının artması ile aslında tekil hesaplara bakmaktan daha çok koordinasyonlu faaliyet gösteren hesapları incelemeye başladık ve bu amaç doğrultusunda hem TÜBİTAK hem Avrupa Birliği destekli fonlar ile araştırmalar yürütüyoruz.

Nelere dikkat etmeliyiz?

Koordinasyonlu faaliyetlerde benzer görüşte hesapların bir gündemi abartılı sayıda paylaşıyor olması, içerikler arasında eğer ideolojik tutarsızlıklar varsa bunların görülmesi ve en önemlisi kutuplaştırıcı bir içerikle karşılaşıldığında bundan kimin nasıl fayda sağlayabileceğini düşünmek bence önemli.

Dijital okur-yazarlıktan çok sık bahsediyoruz ve bunun öneminin daha da fazla ortaya çıkacağı zamanlara geldik diyebilirim. Burada tek endişem şüphe kaslarımız güçlendikçe çevremizde olan olaylara karşı tepkisiz kalmak veya gerçeklikten uzaklaşmanın da mümkün olabilmesi. 

Sosyal medya platformlarının rolünü nasıl görüyorsunuz? Ne önermek isterdiniz?

Belki de hangi platform diye sormam lazım :) Son 2 yıl içinde Twitter’ın Elon Musk tarafından satın alınması platformda ciddi değişiklikleri beraberinde getirdi. Buna tepki olarak pek çok kullanıcı Mastadon, BlueSky gibi platformlarda da varlık oluşturmaya başladı. Rakip şirketler burada bir fırsat gördü ve Meta’nın Instagram ve Threads gibi uygulamalarını daha sık duyar olduk. Çinli ByteDance firmasının çıkardığı TikTok’un ülkemizde zaten hızla popüler olduğu bilinirken, bugünlerde Amerika’da yasaklanması tartışılıyor. Tüm bu yeni platformlar ve bunların dijital diplomaside birer araç haline gelmeye başlaması bence ilginç bir döneme girdiğimizi gösteriyor.

Belki de sosyal medya diyeti uygulamak ve içerikleri ve takipçilerimizi daha dikkatli seçmek yapılabilecek en önemli adımlar olabilir. Bunu tabii ki yıllardır farkında bile olmadan edindiğimiz alışkanlıkları kırarak yapmak bireysel mücadelemiz olacak gibi.

O zaman mücadeleye devam :) Çok teşekkürler. 

Sevgili Onur Hoca’nın bize aktardıklarını destekleyen farklı çalışmalar da var. 

Özellikle seçim dönemlerinde dezenformasyon kampanyalarını körükleyen aktörler mevcut. PNAS Nexus’ta yayınlanan bir çalışmaya göre, yapay zeka sosyal medya platformlarında zararlı içeriklerin yayılmasına yardımcı oluyor. Seçimler yılında böyle bir olasılık ise demokrasiyi ciddi risklere sokma potansiyeli taşıyor. Ki ne yazık ki, kötücül aktörler böyle bir etki yaratabilecek yöntemleri kurgulamak için GPT 3-4 gibi modellere bile ihtiyaç duymayan basit sistemlerle işlerini halledebiliyorlar. 

Türkiye’de olduğu gibi dünyada farklı seçimlerde dezenformasyonun yayılmasında botların aktif bir şekilde kullandığını gösteren farklı çalışmalar yayınlanmıştı. Onur Hoca’nın aktardığı gibi önceden botlar aynı mesajı tekrar edip, anlamsız cümleler kurarken büyük dil modelleri ile botların daha “insani” sohbetlere girişebildikleri görülüyor. Ayrıca yapay zeka sahici yorumlar yaparak da kullanıcıları kandırma potansiyeli taşıyor. 

Scientific American’ın aktardığı, Carnegie Mellon Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri’nden Kathleen Carley yapay zekanın sadece metinleri yazmak için değil aynı zamanda bot aktivitelerini hızlandıracak, kolaylaştıracak kod ve yazılımları yazmalarını mümkün kıldığını da söylüyor. 

New York Üniversitesi Sosyal Medya ve Politika Merkezi yöneticisi  Zeve Sanderson yanlış bilgi yayan organize bot hesapların tespit edilme sorumluluğunun sosyal medya platformlarında olduğunun altını çiziyor. Bu platformlar hesapların metadata bilgilerine bakma imkanına sahip. 

Seçimleri atlattık gibi düşünebilirsiniz ama bot aktiviteleri her zaman yurttaşların gündemini belirlemek, değiştirmek ve etki yaratmak için kullanılıyor. O yüzden dijitalin demokrasiye etkilerini değerlendirirken aklımızda tutmamız gereken önemli bir enstrüman. 

Bağlantı kopyalandı!